ateligo

Yerel tohum, köylü tarımı, doğa dostu ve sağlıklı gıda ile üretime en çok ihtiyacımızın olduğu günler içerisindeyiz. Ancak köylüler destek bulamadığı için üretime geçemiyor. Şehirliler ise sağlıklı gıdaya ulaşamıyor. Tarıma teşvik/yönelim artıyor ancak halen yeterli değil. Peki gıda krizinin arifesinde bizler ne yapmalıyız? Kendimizi, ilişkilerimizi, iklimimizi ve toprağımızı nasıl iyileştirebiliriz?

Tam da bu noktada Amerika’da 90’ların sonunda başlatılan toprağa dönüş hareketini bilmek önemli. Kentte kazandığı kültürel ve ekonomik sermayesini köye aktaran “Yeni Öncüler” köy ile kent arasında üretici köprü olabilecek mi? Türkiye’deki Yeni Öncüler ve kurduğu modelleri tanıyor muyuz? Ekolojik ve ekonomik krizlere bir çözüm önerisi olabilirler mi? Japonya’da olduğu gibi şehirlerde tüketici kooperatifleri kurarak çiftçileri agroekolojik üretime teşvik edebilir miyiz? Anadolu meralarındaki bütüncül yöntemler ve yağmur suyu hasadı gibi modeller ile çıkış yolu bulunabilir mi? 2030 yılı neyi hedefliyor ve hangi projeksiyon sunuyor? Dayanışmacı, paylaşımcı ve bütünlükçü bir yaklaşımla ortak yaşam kültürüne yeni köylülük olgusu ile dönmeyi becerebilirsek “sağkalım (survival)” şansımız olur mı? 

İşte tüm bu soruların cevaplarını konuşmak için bir araya geliyoruz. Sağlıklı gıda ağına ulaşmak ve “ekolojik bilinç” kazanmak isteyen herkes bu seminere katılmalı!